Öne Çıkanlar ingiltere Türk Gazeteciler Vakfı başkanı Kazakistanlı Naziya Bisenovaya Asyanın en güçlü 100 kadını Asya Kadınlar Zirvesi WFPA Başkanı Naziya Bisenovaya güçlü 100 kadınları Asyanın en ünlü 100 kadın

Bu haber kez okundu.

TC Dışişleri Bakanlığı, Kararlar Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi etkilemeyecek

Açıklamada, “AB Dış İlişkiler Konseyinin dün yaptığı toplantıda aldığı kararlar, ülkemizin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetlerini sürdürme yönündeki kararlılığını hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bu kararlarda, Kıbrıs Adası’nın doğal kaynakları üzerinde eşit haklara sahip Kıbrıs Türklerinden hiç bahsedilmemesi ve Kıbrıs Türkleri yokmuş gibi hareket edilmesi, AB’nin Kıbrıs konusunda ne kadar ön yargılı ve taraflı olduğunu göstermektedir.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada alınan kararlarla Rum/Yunan ikilisinin, AB üyeliklerini kendi maksimalist pozisyonları doğrultusunda nasıl suistimal ettiklerini ve diğer AB ülkelerinin de buna nasıl alet olduklarının en son örneği olduğu vurgulandı.
Açıklamada, “Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetlerinin kendi kıta sahanlığımızdaki haklarımızın korunması ve Kıbrıs Türklerinin, Ada’nın hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit haklarının korunması olmak üzere iki boyutu vardır” edildi.
Açıklamada “İlk boyutta, Türkiye’nin Kıbrıs meselesi çözülmeden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile deniz yetki alanlarını sınırlandırmak için görüşmelere başlaması söz konusu değildir. Zira Kıbrıs Cumhuriyeti, 1963’ten beri Kıbrıs Türklerini temsil etmediği için, bizim ve Kıbrıs Türklerinin gözünde gerçek bir devlet değildir” ifadesine yer verildi.
Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların siyasi eşitliği üzerine kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, 1963’te sona erdiği hatırlatılan açıklamada, “Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalmasının sebebi de Kıbrıslı Rumların 1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini kabul etmemesidir.” denildi.
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin muhatabının Türkiye değil, KKTC olduğunun altı çizilen açıklamada, “AB’nin bu gerçekleri kabul etmeden, Kıbrıs Türklerini azınlık olarak değil, Kıbrıs Adası’nın ortak sahibi olarak görmeden, Kıbrıs meselesini anlaması ve yapıcı bir katkıda bulunması mümkün değildir.” ifadesine yer verildi.
Kıbrıs Türklerinin, 13 Temmuz’da yaptığı ve Türkiye’nin de tam destek verdiği kapsamlı iş birliği önerisinin çözüm için önemli bir fırsat teşkil ettiği belirtilerek, “AB’nin bu fırsatı değerlendirmek ve hidrokarbon kaynakları konusunda Ada’daki iki tarafı bir araya gelmeye teşvik etmek yerine, Türkiye aleyhinde kararlar almaya yönelmesi etkisiz, gerçeklikten kopuk ve yapıcı olmayan bir hareket tarzıdır ”denildi.
Türkiye’nin, hem kendi haklarını, hem de Kıbrıslı Türklerin haklarını bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla korumaya devam edeceğine işaret edilen açıklamada, Türkiye’nin bu yöndeki faaliyetlerini daha da artıracağı vurgulandı.
Açıklamada, “Bu hususta, Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri 26 Nisan 2004’ten beri tutmayan AB’nin bize söyleyeceği bir sözü de yoktur. Bu kararların, 15 Temmuz hain darbe girişiminin üçüncü yıl dönümü gibi Türk halkı için çok önemli bir günde alınmış olması da manidardır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.