Londra Yunus Emre Enstitüsü, Filistinlilerin direncini ve kültürünü "Gazze'de Şafak Vakti: Filistinli Yaşamlar ve Kültürüne Dair Hikayeler" adlı etkileyici kitap üzerinden inceleyen dikkat çekici bir etkinliğe 13 Şubat 2025 Perşembe günü ev sahipliği yaptı. Mahmud Muna ve Matthew Teller tarafından ortaklaşa düzenlenen bu kitap için, Saqi Books ve Profile Books iş birliği ile düzenlenen etkinlikte Matthew Teller ile bir panel tartışması ve kitap imza etkinliği gerçekleştirildi.
Mahmud Muna ve Matthew Teller'in eş editörlüğünü yaptığı, Juliette Touma ve Jayyab Abusafia'nın katkıları bulunan "Gazze'de Şafak Vakti," genellikle sadece istatistiklere indirgenen Gazze'nin küresel söylemlerdeki dar görüşlü tasvirlerine meydan okuyor. Kitap, Gazze'nin zengin kültürel mirası ve çalkantılı tarihi fonunda yaşam, aşk, kayıp ve hayatta kalma hikâyelerini paylaşan sanatçılar, akrobatlar, doktorlar, öğrenciler, dükkân sahipleri ve öğretmenler gibi insanlarının yaşamlarına benzersiz bir içgörü sunuyor. Bu koleksiyon, Gazze halkının yıkılmaz ruhunu belgelemekle kalmıyor, aynı zamanda onların deneyimlerinin çeşitliliğini ve kültürel ifadelerinin zenginliğini vurgulayarak kutluyor. Bu eser, kültürel kimliklerinin silinmesine karşı direnişlerine güçlü bir tanıklık teşkil ediyor.
Etkinlikte Matthew Teller, bu hikayelerin derlenme süreci ve bu tür anlatıların zorluklar karşısında korunmasının önemi hakkında bilgiler verdiği bir panel tartışması yönetti. Tartışma, katılımcıların kitabın temalarını daha derinlemesine keşfetmelerini sağlayan bir soru-cevap oturumu ile devam etti.
Panelde Matthew Teller, "Gazze'de Şafak Vakti" için anlatıların toplanması sırasında karşılaşılan özel zorluklardan bahsetti. Gazze'nin çeşitli sakinlerinin seslerini doğru bir şekilde temsil etme görevinin hassasiyetini tartıştı. Teller, projenin iş birlikçi doğasını vurgulayarak, yerel sanatçıların ve yazarların bu hikayeleri hayata geçirmede ne kadar önemli bir rol oynadığını belirtti. Ayrıca, sürekli çatışmanın katkıda bulunanlar üzerindeki psikolojik etkisine ve zor koşullara rağmen deneyimlerini yaratmaya ve paylaşmaya devam etmelerindeki direncine değindi. Bu tartışma bölümü, kişisel hikayeler ile daha geniş tarihsel bağlamlar arasındaki derin bağlantıyı aydınlattı ve sıkça politize edilen konuları insanileştirmede bu tür eserlerin gerekliliğini vurguladı.
Ayrıca, Matthew Teller, Gazze'nin günlük gerçeklerinin yakalanmasında karşılaşılan duygusal ve lojistik karmaşıklıklar hakkında konuştu. Anlatıların tasvir edilen kişilerin gerçek ruhunu ve karşılaştıkları zorlukları yansıtacak şekilde doğrulukla oluşturulmasının önemini vurguladı. Teller, kişisel hikayelerini paylaşanların cesaretini övdü ve bu tür anlatıların uluslararası düzeyde daha büyük bir anlayış ve empati geliştirilmesine olan umutlarını dile getirdi. Otantik temsil üzerine yapılan bu vurgu, dinleyicilerle derinden rezonans yarattı ve ardından gerçekleşen kitap imza oturumunda katılımcıların yazarla hevesle etkileşimde bulunmalarına zemin hazırladı. Ayrıca, Teller'in "Kudüs'ün Dokuz Çeyreği" adlı eserinin kopyaları da, Profile Books iş birliğiyle sunularak katılımcıların deneyimlerini bölgenin tarihine ve kültürüne dair daha fazla içgörü ile zenginleştirdi. Bu etkinlik, Orta Doğu'nun kültürel manzarası ve zorluklar karşısında süregelen insan ruhunu daha iyi anlamak isteyenler için benzersiz bir fırsat sundu.