Öne Çıkanlar Çanakkale Muharebeleri yeni transfer atina yangın rtük iş bankası cumhurbaşkanı erdoğan aşk hakan urak hollanda ege bölgesi turizm italya süper kupa

Bu haber kez okundu.

Cesur yeni dünya kapılarını araladı bu kapıyı tanımlayamayanlar dışarıda kalacak 

Covid 19 sürecinde içerisinde bulunduğumuz zaman ile ilgili dijitalın farkına daha fazla vardık , peki biz bu dijital sürecinin içerisindeyken anın ve gelecekte evrileceğimiz zamanın ne kadar farkındayız ? 

İletişim Uzmanı / Gazeteci Rafşan Yağmur Çelik , Duvar Yayınlarından çıkan kitabında Dijital Çağın Görünmeyen Yüzü Geleceğin Distopyası isimli kitabında Aydınlama çağı ile beraber yaşadığımız zamanların kırılma noktalarına bakarak dijital çağın geleceği ile ilgili öngörülerde bulunuyor. 

Yüksek lisans tezinden uyarlanan çalışma , kitap haline getirilmiş . Kitapta , Black Mirror dizisinin The Entire History , Be Right Back  ve Nosedive bölümleri gösterge bilimsel analiz yöntemiyle inceleniyor ve dijital cağın geleceğine Jean Baudrillard’ın simülasyon kuramı ile  bakarak bizi gelecekte nasıl bir dünyanın beklediği ile ilgili öngörüler yer alıyor . 

Çelik , bu tez yazım sürecini 2018 yılı itibariyle İngiltere’de sürdürmüş ve İngiliz yapımı olan bir diziyi incelemesi harici İngilizlerin teorileri bulduğunu Amerikalıların ise bunu uyguladığını World Wide Web’in bulunuşu ve bir çok zaman kırılmasındaki tespitleri o ülkede yaşayarak da gözlemleme fırsatı bulmuş . Gelişmiş bir ülkenin dijital bakışı harici , çalışmada yer alan Huawei ambargosu , 5G tartışmalarını , teknoloji ile ilgili Londra’da bir çok seminer ve eğitime katılarak bilgi akışlarını da bizzat ülke kanallarından gözlemleyerek kitabına da katkı sağlarken artık dijital dünyada savaşların ambargoların veriler ile sağlanacağının da özellikle altını çiziyor . Kitap , 2025 yılında teknoloji devlerinin siyasi liderlerden daha güçlü olacağını belirtirken 2018-2019 sürecinde bulunan bulgularda Çin’in dijital vatandaşlık sistemine 2020 yılında geçeceği Nosedive bölümünde uygulanan sosyal kredi notlarının dijital görünürlük üzerinden tespit edildiğini tespit etmiş , 2020 yılında Covid19 süreciyle devletlerin güvenlik uygulamaları Türkiye’de HES uygulaması bu sistemin varlığını mümkün kılmıştır. Kitap ayrıca Brexit sürecinde İngiltere’de Facebook’un göçmen karşıtı reklamlar ile nasıl yönlendirici bir konumda olduğu üzerinden demokrasinin tehditi,ırkçılık politikaları,sistemi oturmuş batı toplumunun bununla beraber gelişmekte ve gelişmemiş toplumların teknoloji ile karşılaşması bağlamında ciddi problemlere yol açacağı bağlamında sonuçlar içermektedir . Amerika ve İngiltere HUAWEI ambargosu bağlamında kitap da Çin’de üretilen sosyal medya platformlarının Facebook’un kurusu Mark Zucberberg’ın uygulamalarının ardından gelmesi Big Data verilerin savaşını da bir kez daha düşündürmektedir.

Neden Black Mirror Dizisini incelediğini ve araştırma konusu olarak seçtiği hakkında Çelik , şunları belirtiyor ;  2013 yılında sosyal medya dersimizde bu diziyle tanışmıştım . Çok ilgimi çektmişti, düşünsel ve kurgusal alt yapısı . Mezun olmama bir yıl vardı ve alanım ile ilgili araştırma yaparken geleceğin meslekleri arasında internet gazeteciliği ibaresini gördüm. Mezunuiyet sonrası dijital de uzmanlaşırken Black Mirror’ı izlemeye devam ediyordum. Yüksek Lisans’a başlayınca teknoloji ve duygular nasıl sonuçlar doğuracak , gelecekte bizi ne bekliyor diye sorguladığım için bu konuyu Black Mirror ekseni ile araştırmak istedim; alandaki iş sürecim ve teorik bilgilerim de birbirini besledi.  

Kitapta seçip incelediğim bölümlerin önemini ise Çelik , şu şekilde vurgulamaktadır ; Bu bölümlerden örneğin ; The Entrie History Of You ,  senin bütün hikayen bölümü psikoloji ve teknolojinin birleşiminden doğabilecek distopik sonuçları ortaya koyuyor. Teknoloji tek başına hakim olan bir durum değil insanın kullanımı ile birleştiğinde sonuçlar , yan etkiler doğuruyor; çünkü bizler duygularımızdan arındırılmış birer mekanik robotlar değiliz hala insanız   Bu bölümde düşünün ki insanlar eskiden günlük tutardı ve bunları saklamaya çalışırdı başkaları tarafından okunulmasın diye , bölümde beyin içerisine yerleştiren cip ile bu yapılmaya çalışılıyor. Bugün Elon Musk’ın Neuralink adını verdiği cip sizofreni ruh rahatsızlığı gibi bir çok soruna çözüm bulması bekleniyor. Dizideki cipin bir başka işlevi aslında . 

Be right back bölümü için dizinin yaratıcısı eğer bu insanlar ölürse onların düşünceleri taklit edilir mi fikriyle kaleme alınmış bu da bize sentetik insan inşasını işaret ediyor yani Baudrillard’ın gerçeğin stratejisi için belirttiği gibi gerçeğinin aynısının üretimi . Aynı zamanda Big data verilerin toplanması ve bu verilerle bizim tüm bilgilerimiz şu an bizi yaratabilir bir robot ile çünkü sosyal medya hesaplarımız şu an Biz Kimiz aslında biliyor . 

Nosedive bölümü ise gösteri toplumunda görünürlüğün önem derecesiyle ilişkisini anlatıyor aslında. İnsanların göz implantlarıyla akıllı teknolojik aygıtlarıyla en mükemmel olmanın arayışında olmalarını distopik bir kurgu ile anlatıyor. 

Bu bölümün şu an için şöyle bir önemi var 2016 yılında çekilen 2019 yılında bu araştırma devam ederken Çin  hükümetinin bunun çalışmalarını sürdürdüğünü tespit etmiştir. Çin hükümeti 2020 yılında vatandaşların güvenirliliğini tespit etmek için bir sosyal kredi notu oluşturuyor. Rezerasyon iptali gibi dürüst olmayan herhangi bir davranış v.s sosyal kredi notlarını düşürecek ve örneğin sistem içerisinde yapmak istedikleri ev almak kredi alma gibi durumlarda verilmeyecektir günümüzde de Covid sonrası bu kırılma buna örnek oldu diyebiliriz. 

 Bu diziye Baudrillard’ın simülasyon kuramıyla bakmasının sebebini ise şu şekilde vurguluyor ;Modern dünya bir simülasyon evreni geliştirmiştir. Her alandan yeni bir anlatı yaratmıştır. Black mirror dizisi de tam olarak modern dünyada simülasyon evreninin her şeyin ikizinin yapıldığı işlenmiş bir gerçekliği yaşayan ve bu şekilde toplumsal belleği oluşturan bireylerin teknolojinin gelişimiyle birlikte bunun birleşiminden doğabilecek sonuçları bize aktarmıştır yani Aydınlanma düşüncesi ile beraber gelen arzulanan ütopyalar bizi arzulanmayan distopyalara mı götürecektir , kitabın önemli bir soru işaretidir. 

Baudrillard’ın ifade ettiği gibi ekranlar tüm içeriğiyle bir simülasyon evreni yaratır bu nedenle geçmişte televizyonun öldüren eğlence olduğu ile ilgili araştırmalar yerini veri madenciliği,yeni sosyal medya çalışmalarına bırakmış ve bununla ilgili yeni meslek grupları çıkmıştır. Yani ekran artık algoritmalarla buluşmuştur bu nedenle  dijitalin farkında olup kendi alternatiflerimizi çoğaltıp teknolojinin olumlu yönlerini alıp enformasyon ve dezenformasyon farkını bilmemiz gerekiyor . Gelecekte kitaptan da elde edilen sonuca göre dijital alanında uzmanlaşmış kişilere, medya okuryazarlığı eğitimi verecek iletişim bilimcilere, dijitalın etkilerini araştıran psikologlara ihtiyaç artacaktır çünkü data asla uyumuyor. Örneğin; her bir dakikada Youtube sayfalarına kullanıcılar toplamda 500 saatlik video yüklüyor. Zaman, çok hızlı ilerliyor . Computer World dergisi bu ilerleyişle ilgili şöyle diyor; Bilgisayar endüstrisinin son 30 yılda gösterdiği ilerlemeyi otomobil endüstrisi gösterseydi, Rolly Royce marka otomobil 2,5 dolara satılır, bir galon benzinle iki kilometre yol yapardı. Çok önemli bir örnek ilerleyiş hızını anlamak için . İnsanların ihtiyaçlar hiyerarşisi değişime uğrarken ihtiyaçlar da değişti . Bugün veriye ulaşamadığımız da ne olacak düşündürücü burada teknolojiyi elinde bulundurmayan ülkeler için daha zorlu bir yarış söz konusu. Cesur yeni dünya kapılarını araladı, zaman çok başka bir yöne doğru evriliyor,şimdiki zamanı yakalamayız. 

Rafşan Yağmur Çelik Kimdir ? 

1992 yılında İzmir`in Tire ilçesinde doğmuştur. İlk ve Ortaöğretimini İzmir`de tamamlamıştır. Lise döneminde Yaşar Üniversitesi Erasmus projesinde yer almasının yanı sıra İzmir Ekonomi Üniversitesinin sponsorluğu ile kendi yazdığı senaryoyu filmleştirmiştir. Okumaya ve yazmaya olan merakı onu Gazetecilik okumaya sevk ederek Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünü onur diplomasıyla tamamlamış, dört yıl boyunca yerel basın kuruluşlarında, üniversite radyo ve gazetesinde çalışmış , stajını Bianet’de tamamlamıştır.  Aynı zamanda fotoğraf sergileri harici `Yaşamın içinden kadın` fotoğraf yarışmasında birincilik ödülüne layık görülmüştür. Mezuniyet sonrası internet haber gazetesi, reklam ajansı kuruluşlarında editör, sosyal medya uzmanı sıfatlarıyla çalışmış daha sonra ise bir kolejde medya okuryazarlığı öğretmenliği ve kurum sosyal medya yöneticisi olarak iş deneyimleri edinmiştir. İş süreciyle beraber aynı zamanda 2016 yılında Uşak Üniversitesi İletişim Bilimleri alanında yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Bu süreçte 2018 yılında dil eğitimi için gittiği İngiltere`de dijital alanında çeşitli seminer ve eğitimler aldıktan sonra  bir girimcilik adımı atarak ViaWant London isimli bir dijital ajans kurup iş hayatına Londra`da devam etmektedir. Bu süreçte akademik çalışmalarına da devam ederek yüksek lisansını başarıyla bitirmiştir. Bağımsız araştırmacı olarak iletişim alanında akademik çalışmaları da bulunan Çelik aynı zamanda Yolda TV youtube kanalıyla çeşitli deneyim ve bilgilerini aktarırken alanında uzman insanlarla da röportajlar yayınlamaktadır. Seyahat etmeyi , gözlemlemeyi, yeni kültürler tanımayı, fotoğraflamayı seven Çelik, Türkiye`de de bir çok rotayı seyahat ederken Türkiye harici 16 ülke gezmiştir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.