BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar, kısa çalışma ödeneğinin bu süreçte ücretsiz izin ya da işten çıkarılma dayatmasıyla karşılaşabilecek işçiler için çözüm olabileceğini söylüyor. Türkiye'de koronavirüs taşıdığı tespit edilen vaka sayısının giderek arttığı bu günlerde, iş dünyasında birbirinden farklı uygulamalar hayata geçiriliyor.
Bazı işyerleri uzaktan çalışma uygulamasına geçmişken bazı işyerleri ofisten çalışmayı sürdürüyor.
Koronavirüs tehdidine karşı işçilere 'ücretsiz izin' kullanmak ya da işe gelmediği günleri yıllık izin saymak gibi seçeneklerin sunulduğu, bazı işyerlerinin ise ücretsiz izni bile masaya getirmeyip çalışanların işe gelmesini şart koştuğu ifade ediliyor.
Sektörden sektöre ve hatta bir işyerinden diğerine değişen kararlar alınıyor.
'Altı ayını doldurmamış personel işten çıkarıldı'
Örneğin 14 Mart'ta Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği'nin Başkanı Hüseyin Altaş, AVM'lerde 12.00- 20.00 saatleri arasında geçerli olacak şekilde esnek çalışma saati uygulanması için tavsiye kararı aldıklarını açıkladı.
En son olarak 19 Mart'ta yapılan açıklamada ise Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) halk sağlığı için AVM'lerin kapatılmasına yönelik tavsiye kararı aldığını duyurdu.
Dernek, bu süreçte hiçbir çalışanının işini kaybetmeyeceğini, kiracılara da gerekli kolaylıkların sağlanacağını belirtti.
Beyoğlu Otel Emekçileri Dayanışma Ağı dün, "Birkaç gündür ardı arkası kesilmeksizin otel çalışanları işten atılıyor, ücretsiz izin dayatmasına maruz kalıyor ya da iyi ihtimalle yıllardır kullandırılmayan veya daha sonra kullanmayı planladıkları yıllık izinleri kullandırılıyor" diyerek basın açıklaması yaptı.
HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık Twitter paylaşımında, bir restoran zincirinin çalışanlarına 15 gün süreyle ücretsiz izin dayatmasında bulunduğunu ve altı ayını doldurmamış personeli işten çıkardığını iddia etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise dün yaptığı açıklamalarda, kısa çalışma ödeneğinin devreye sokulacağını ifade etti:
"Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz. Kısa Çalışma Ödeneği'ni devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştıracak ve hızlandıracağız. Böylece faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verilirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız."
BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar 'ücretsiz izin' uygulamasını, hem işvereni hem de işçileri korumayı hedefleyen kısa çalışma ödeneğinin detaylarını anlattı.
İşçi ücretsiz izni reddetme hakkına sahip
Ücretsiz izin, işveren ve işçinin anlaşarak bir süreliğine iş sözleşmesini 'askıya alması' anlamına geliyor. İş sözleşmesinin belirlenen süre kadar askıya alınması yani işçinin çalışmadığı, işverenin ise ücret ödemediği fakat işten çıkarmanın gerçekleşmediği bu durumun sağlanabilmesi için hem işçinin hem de işverenin rızası gerekiyor.
Peki işçiler, ücretsiz izni reddetme durumunda işten çıkarılma dayatmasıyla karşı karşıya kalırsa ne olacak?
Ankara Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gaye Burcu Yıldız şöyle anlatıyor:
"Uygulamada 'Ya işe gel ya da ücretsiz izni kabul et' gibi durumlar yaşanacaktır. O noktada da işçi ücretsiz izni kabul etmediği ve işverenin işçiyi işten çıkardığı durumda mecburen bir hukuk yoluna başvurulacaktır."
"İş Kanunu'nda 24 ve 25. maddelerinde düzenleniyor: Eğer iş zorlayıcı sebepten durduysa, işveren ilk hafta işçiye yarım ücret öder. Arkasından sözleşmeyi askıya alma seçeneği, eğer taraflar anlaşırsa gerçekleşir. Eğer işçi bunu kabul etmezse sözleşme feshi yoluna gidip, eğer varsa kıdem tazminatı hakkını alabilir."
'Uzun bir hukuki süreç'
Avukat Ceren Kalay Eken, "Ekonominin gidişatı vb. hâlihazırda yasadığımız dünya sağlığını tehdit eden salgın hali gibi durumlarda sermaye sahibi şirketlerin yasada yer almadığı halde ücretsiz izin gibi dayatmalarla işçilerin haklarında ciddi değişikliklere gidebileceği ihtimalinden bahsetmek mümkündür" diyor.
Eken, ücretsiz izni kabul etmeyen bir işçinin önünde 'uzun' sürebilecek bir hukuki süreç olduğunu ifade ediyor:
"Aslında İş Kanunu'nda işverenin ücretsiz izin hakkı diye bir düzenleme yok ancak önümüzdeki günlerde dayatma şeklinde olacaktır. İşçilerin bu durumda itiraz ve dava hakları var ancak hemen sonuçlanması maalesef söz konusu değil."
"İşe iade gibi davalarda arabuluculuğa başvuru on şartı var. Başvurudan itibaren 4 haftalık bir arabuluculuk süresi söz konusu. Arabulucu aşamasında süreç belki hızlandırılabilir ancak burada da anlaşma sağlanamazsa dava süreci 1,5 yılı bulmakta. Bu nedenle süreç biraz uzun uzun gelebilir ancak hak mücadelesi vermek gerekecektir."
Kısa çalışma ödeneği ne ifade ediyor?
Akademisyen Yıldız'a göre, bir işyerinde koronavirüs sebebiyle işin aksaması iş hukuku açısından 'zorlayıcı sebep' sayılacak.
Salgın hastalık, işverenin ya da herhangi birinin alacağı önlemlerle ortadan kaldırılabilecek bir tehlike olmadığı için 'zorlayıcı sebep' olarak değerlendiriliyor.
Bir işyerinde zorlayıcı sebep yüzünden iş durduysa ve en az dört hafta sürecekse, işverenler 'kısa çalışma kararı' için İŞKUR'a başvurabiliyor ve bu başvuruları İŞKUR Yönetim Kurulu değerlendiriyor.
Bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Kısa çalışma ödeneğini devreye sokacağız' açıklaması, koronavirüs sebebiyle iş durduran birçok işyerinin bu ödenek için İŞKUR'a başvurabileceği ihtimalini doğuruyor.
Ankara Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gaye Burcu Yıldız, bundan sonra işleyecek süreci şu şekilde anlatıyor:
"Koronavirüs sebebiyle bir işyerinde işin tamamen durduğu ya da önemli ölçüde azaldığı durumlarda, işverenin kısa çalışma talebi İŞKUR Yönetim Kurulu tarafından onaylanırsa, işçilere 'kısa çalışma ödeneği' kapsamında işsizlik fonundan para ödenir. Sadece işsizlik sigortasından yararlanma hakkı bulunan yani belli bir süre çalışmış ve pirim ödemiş işçiler bu ödenekten yararlanabilir."
"Örneğin sanayide üretim yapan bir işyerini düşünün. Burada koronavirüs vakası ortaya çıktı ve işçiler 14 gün işe gelmedi. Bu durum fabrikada üretimin durmasına neden olur. Bu örnekte kısa çalışma ödeneğine başvurulabilir ve işçilere ücretsiz izin değil de işsizlik sigortası fonundan yapılan kısa çalışma ödeneği sağlanır."
Örneğin okulların kapatılmasıyla eğitime ara veren özel okullar ve bünyelerinde faaliyet gösteren kantinler ya da kırtasiyeler de mevcut durumda kısa çalışma talebiyle İŞKUR'a başvurabilir.
Uzaktan çalışmada işçiler hak kaybı yaşar mı?
Öte yandan Yıldız, "Her işyerinde koronavirüs tehdidi nedeniyle ücretsiz izin uygulamasına gidilecek diye bir genelleme yapmamak lazım" diyor. Yıldız, bazı sektörlerin uzaktan çalışmaya müsait olduğunu ve ilk önce bu seçeneğin denenmesi gerektiğini vurguluyor:
"Yapılan işin niteliğine göre farklılaşır fakat eğer işçinin uzaktan çalışarak tam ücret alma imkânı varsa, ücretsiz izinden önce bu hakkını kullanabilmesi gerekiyor. Evden ya da uzaktan çalışma seçeneğinde işçinin ücretinde düşüş yapılamaz. Hem toplum sağlığını hem de işçinin ücret güvenliğini korumak gerekiyor."
Yurt dışına tatil ya da iş amaçlı gidenlerin hakkı ne?
Yetkililer ayrıca bu süreçte yurt dışından dönenlerin 14 gün evden çıkmaması gerektiğini ısrarla altını çiziyor. Peki yurt dışından döndüğü için 14 gün işe gitmemesi gereken çalışan ve işveren arasında meydana gelebilecek anlaşmazlıklar ne olacak? Yıldız, iş sebebiyle yurt dışına çıkmış bir kişinin Türkiye'ye döndüğünde uzaktan çalışma ve tam ücret şeklinde çalışması gerektiğini söylüyor:
"İşveren, işçisini iş için yurt dışına gönderdiyse döndükten sonraki 14 günü ücretsiz izin ya da yıllık izin olarak kullandıramaz. Eğer işçi turistik amaçlı gittiyse sonrasındaki 14 günü yıllık izinden saymak veya uzaktan ve tam ücret şeklinde çalışma düşünülebilir."
Kaynak: BBC Türkçe