Day-Mer'den Avrupa Ajansına gönderilen açıklama şöyle: İsrail’in Gazze’yi 7 Ekim’den beri bombalaması sonucu öldürülen Filistinli çocuk sayısı 4800 iken toplam hayatını kaybeden Filistinli sayısı 10 bini geçti. Adeta bir etnik temizlik veya soykırım haline gelen İsrail’in saldırıları uluslararası hukuku hiçe sayarak hastaneleri, okulları, ambulansları, üniversiteleri, mülteci kamplarını bilerek vuruyor ve savaş suçu işliyor. İşgal altındaki Gazze’nin yanı sıra İsrail Savunma Güçleri Batı Şeria’da da saldırılarını arttırarak devam ettiriyor. Öte yandan, İsrail hükümeti bakanlarından birinin Gazze’ye yönelik nükleer silah kullanabiliriz açıklamasıyla, hem sürecin geldiği boyutu hem de bölgesel bir savaşa dönüşme ihtimalini dünya halkları kaygıyla izliyor.
Başını ABD ve İngiltere’nin çektiği emperyalist ülkeler, saldırıları meşru görmeye, işgali haklı çıkarmaya ve koşulsuz destek vermeye devam ediyor. Başbakan Sunak’ın İsrail’i destekleyen, daha da saldırmasını teşvik eden ve ‘kazanmanızı istiyoruz’ diyen açıklamaları, elektrik ve su verilmemesini İsrail’in meşru hakkı olarak gören ve ateşkes çağrısı yapmayan İşçi Partisi lideri Starmer ve gölge dışişleri bakanı ve Tottenham milletvekili David Lammy’nin de başını çektiği yönetici kadrolarının tutumlarını kaygıyla ve öfkeyle izliyoruz. İşçi Partisi’nin bu tavrına tepki gösterip istifa eden encümen üyelerinin sayısı artmaya devam ediyor.
Öte yandan Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Af Örgütü gibi birçok kuruluş, hastane ve mülteci kampları gibi yerlerin vurulmasını savaş suçu olarak görüp kınarken, bir an önce ateşkes ilan edilmesini talep ediyor.
75 yıldır süren Filistin sorununun geldiği bu durumun baş aktörlerinden ABD ve İngiltere hükümetlerinin İsrail'i desteklemesi şaşırtıcı değil; ancak yarıya yakını çocuk olmak üzere 10 bini aşkın sivilin ölmesi, uluslararası hukukun hiçe sayılması, hastane, ambulans ve okulların bombalanıp savaş suçu işlenmesini Arap ülkelerinin liderleri de dahil olmak üzere birçok ülke hükümetleri sadece kınamakla yetinerek seyrediyor.
Sadece tüm dünya çapında halklar bu katliama sessiz kalmadı, kalmıyor. Başta emperyalist ülkelerin başkentleri olmak üzere tarihe geçecek kitlesellikte protesto ve dayanışma yürüyüşleri, oturma eylemleri ve gösteriler gerçekleşiyor. Britanya’nın birçok şehrinde kitlesel gösteriler olurken, en kitlesel yürüyüşler Londra’da gerçekleşiyor. Dünya halkları, emekçiler bu katliama hayır diyor ve bir an önce ateşkes ilan edilmesini talep ediyor. Dünya çapında futboldan sanat dünyasına ve akademi çevresine kadar Filistin'le dayanışma mesajları ve söylemleri de bizlere umut veriyor.
Day-Mer olarak 4 bölgede yer alan encümen üyeleri ve milletvekillerine Türk ve Kürt Toplumu’nun parçası olarak Gazze’deki durum ile ilgili endişelerimizi belirterek, bir an önce ateşkes ilan edilmesi ve Filistin halkına yönelik bu katliamların derhal son bulması için hem hükümete hem de İşçi Partisi yöneticilerine baskı yapılması talebinde bulunduk. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz; Filistinlilere yönelik etnik temizliğe varan katliamlara sessiz kalmak, bu katliamları onaylamaktır. Ateşkes ilan edilmesi ve Filistin halkının yaralarının sarılması, Filistinlilerin eşit haklarının sağlanması için taleplerimizi bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Ayrıca Day-Mer olarak Türkiye kökenli Türk ve Kürt emekçilerini, bir aydır yerel ve ulusal çapta kitlesel bir şekilde gerçekleşen gösteri, anma ve yürüyüşlere katılma çağrısında bulunuyoruz. Muhafazakar hükümetin İçişleri Bakanı Braverman’ın sözcülüğünde, Filistin'le Dayanışma yürüyüşlerini Nefret Yürüyüşleri olarak niteleyip yasaklamaya yönelik girişim ve saldırılarına karşı, 11 Kasım Cumartesi günü saat 12.45’de Hyde Park’ta başlayacak olan yürüyüşe güçlü bir şekilde katılmaya çağırıyoruz.