Türkiye’den göç eden sanatçıların oluşturduğu Universal Art Collective (UAC), toplumsal dayanışmayı ve sanatı bir araya getiren etkileyici bir etkinlik düzenledi. Açılış gecesi, sanat dünyasından isimleri, iş insanlarını, yöre derneklerinin temsilcilerini, gazetecileri ve yazarları bir araya getirerek büyük bir buluşmaya sahne oldu.Sanat ve Siyaset Bir Arada. Konser öncesinde düzenlenen açılış resepsiyonu, Türkiye kökenli siyasetçileri, iş insanlarını ve sanatçıları bir araya getirerek Londra’daki sanat dünyasının nabzını tuttu. Eski belediye başkanları, Londra’da gelişen sanat ekosistemini değerlendirdi ve davetli sanatçılarla görüş alışverişinde bulundu. Olcay Bayır, Canan Sağır, Apolas Lermi ve Hüseyin Turan gibi önemli isimler, sanatın farklı disiplinlerinde ilham veren sohbetlere imza attı.
Prof. Dr. Selçuk Göldere Sunumuyla Gecenin Akışı
Açılış konserinin sunuculuğunu üstlenen Prof. Dr. Selçuk Göldere, gecenin temasını ve Universal Art Collective’in hedeflerini izleyicilere aktardı. Sanatçılar sırayla sahne alırken salonu dolduran izleyicilere hem nostalji dolu anlar hem de coşku dolu dakikalar yaşattı.
Sanatın Evrensel Diliyle Görkemli Performanslar
Konser, sahne adıyla Xeyal (Adın Fetih Ata) ile başladı. Xeyal, sahne performansı ve etkileyici yorumuyla izleyenlerden tam not aldı. Ardından sahneye çıkan Hüseyin Turan, duygusal türküleriyle başladığı performansını hareketli oyun havalarına taşıyarak izleyicilere farklı duygular yaşattı. Çiğdem Aslan, Ege'nin ezgilerinden halk müziğine kadar geniş bir yelpazede eserler sundu ve salonu büyüledi. Gecenin finalinde sahne alan Gülseven Medar, etkileyici sesi ve enerjisiyle dinleyicileri adeta büyüledi. Hep bir ağızdan söylenen türküler, gecenin duygusal doruk noktası oldu.
Unutulmaz Bir Gece
Yaklaşık dört saat süren etkinlik, sanatseverlere unutulmaz anlar yaşattı. Anadolu Kültür Sanat Merkezi’nin ev sahipliği yaptığı bu görkemli açılış, hem sanatın birleştirici gücünü hem de gurbette yaşayan Türk toplumunun dayanışma ruhunu bir kez daha ortaya koydu. Bu gece, Universal Art Collective’in sanatı evrensel bir dil olarak nasıl kucakladığını ve Londra’daki kültürel çeşitliliği nasıl yücelttiğini gösteren bir etkinlik olarak hafızalara kazındı.