AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Türkiye ile Fransa arasında 8 Nisan 1965 tarihinde imzalanan işgücü anlaşması nedeniyle, “Fransa’daki Türk toplumunun değerlerini muhafaza edebilmesi için anadil bağının güçlendirilmesi kilit önem taşıyor. Bunun için de öncelikle aile içerisinde Türkçe’nin yaygın olarak konuşulması elzemdir. Nihayetinde ana dil ailede öğrenilir.” açıklamasında bulundu. Yeneroğlu ayrıca şunları kaydetti:
“8 Nisan 1965 tarihinde Türkiye ile Fransa arasında yüz binlerce insanımızın hayatını etkileyen işgücü anlaşması imzalandı. Aradan geçen 54 yılın ardından bugün Fransa’da 650 bini aşkın vatandaşımız yaşıyor. Bu kesimin yaklaşık yarısı aynı zamanda çifte vatandaş ve Fransa’da en büyük dördüncü göçmen grubu oluşturuyor. Eğitim, iş hayatı ve sivil toplum gibi toplumsal alanlarda Fransa’ya artı değer katıyor. Diğer yandan Türkiye ile Fransa arasında köprü vazifesi görüyor.
Fransa’daki Türk diasporasını gelecekte daha fazla toplumsal katılım mücadelesi bekliyor. Sivil toplum çalışmalarının güçlendirilmesi; ayrımcılık, ırkçılık ve İslam düşmanlığı gibi tehditlerle mücadelede kurumsallaşmanın sağlanması, eğitim alanında başarının teşvik edilmesi, siyasal katılımın daha fazla sağlanması ve gençlerin iş hayatı ile meslek eğitiminde desteklenmesi noktasında herkese görev düşüyor. Okullarda dini motiflerin yasağı, dini cemaatlerin kurumsal temsildeki yetersizliği ve imam eğitimi gibi dini hayatla ilgili meseleler, Fransa’daki İslam dini cemaatlerinin ayrıca üzerinde durması gereken başlıklar olarak gündemde yer alıyor.
Öte yandan anavatan ile olan bağın güçlendirilmesi Fransa Türk toplumunun geleceği için kilit önem taşıyor. Zira gelecekte Fransa’da bir Türk toplumundan bahsedilecekse, bunu bu toplumun Türkiye ve Türkçe ile olan bağı belirleyecektir. Bunun için de öncelikle aile içerisinde Türkçe’nin yaygın olarak konuşulması elzemdir. Nihayetinde ana dil ailede öğrenilir. Sivil toplum kuruluşlarımız, anadilimizin muhafazasını sağlayan Türkçe etkinlikleriyle daha geniş kesimlere ulaşması gerekiyor. Bunun için kendilerine müfredat ve materyal konusunda daha fazla destek verilmesi gerekiyor. Okullarda verilen Türkçe derslerine sahip çıkılması ise hem ailelerin hem de sivil toplum kuruluşlarının sorumluğundadır. Gençlere yönelik Türkiye programlarıysa Türkiye’yi daha yakından tanımalarını sağlayacaktır. Bu sebeple STK’larımızın Türkçe odaklı tatil etkinliklerinin yanı sıra Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından koordine edilen Türkiye stajlarından faydalanan gençlerimizin sayısının arttırılması ve özel sektörün de yurt dışındaki gençlerimize staj fırsatlarını genişletmesi gerekiyor.
Bu düşüncelerle Türkiye-Fransa İşgücü Anlaşması’nın 54. yıl dönümünde birinci nesli saygıyla anıyor, Fransa’daki Türk toplumu için hayırlı gelecekler diliyorum.”