Uğur Mumcu’nun bir Cumhuriyet yazarı ve cesaretiyle Türkiye’de araştırmacı gazeteciliğin bayraktarı olduğunu vurgulayan Aytekin, ‘’27 yıl önce katledilen büyük aydın Uğur Mumcu’nun kalemi, dün olduğu gibi bugün de yolumuzu aydınlatıyor. Mumcu sadece bir gazeteci değil ülkesini ve cumhuriyetini korumak isteyen bir yurtseverdi’’ dedi.
Uğur Mumcu’nun 30 yıl öncesinden bugünü gördüğünü, laiklik karşıtı faaliyetler yürüten örgüt ve tarikatlar hakkında çalışmalar yaptığın hatırlatan Aytekin, ‘’Uğur Mumcu, 30 sene evvel ‘Türkiye'de özellikle son on yıldır tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni var. İslamcı ideoloji veya tarikatlar yasaları aşan bir ayrıcalık sahibi oluyor. Bu nedenle devlet eliyle laiklik yok ediliyor, bunun içinde askeri rejim de var’ tespitiyle devlet içerisine yerleşmeye çalışan odaklara işaret etti. Mumcu’nun tezlerinin doğruluğunu 15 Temmuz’da bütün ülke olarak yaşadık. Ancak bugün, iktidarın ne 15 Temmuz’dan ne de Mumcu’nun uyarılarından ders aldığı anlaşılıyor’’ dedi.
‘’Ne yazık ki bugün de iktidar eliyle farklı cemaat ve tarikatlara alan açıldığın görüyoruz’’ diyen Aytekin, ‘’Sağlık Bakanlığı’nda, İçişleri Bakanlığı’nda ve Emniyet’te yine kadrolaşma var. Birimlerin cemaat ve tarikatlara tahsis edildiği, yeniden tarikat- siyaset ve ticaret üçgeninin kurulmaya çalışıldığını görüyor ve bu tehlikeye işaret ediyoruz. İktidar bugün kendi eliyle ‘’fetövari’’ bir yapı oluşturuyor’’ dedi.
İktidarın siyaset mezarlığına gömüleceğini ancak Uğur Mumcu’nun ve onun temsil ettiği düşüncelerin ayakta kalacağını vurgulayan Aytekin, "Hayatı boyunca doğruda duran ve doğruda durmayı canı pahasına kendine görev edinen Uğur Mumcu'yu katlettiğini sananlar, saklandıkları gölgelerde asla huzur bulamayacak, tarih sahnesinde bir gölge olarak bile kalamayacaklardır’’ ifadelerini kullanırken mesajına şöyle son verdi:
‘’Bu duygularla birlikte başta Uğur Mumcu olmak üzere, bu ülkenin demokrasi mücadelesinde ve bağımsızlığı yolunda şehit verdiğimiz tüm gazeteci ve aydınlarımızı saygıyla anıyorum"