Çocukluk arkadaşı Feride ile Pervin 70’li yılların sonunda genç kız olurlar ve sağa sola savrulurlar… Yıllar sonra yine çocukluklarının geçtiği mahalledeki evlerinde karşılaştıklarında ikisi de evlenmiş Pervin’in sadece bir kızı olmuş ve kocası uzun süre siyasi suçlu olarak hapiste yattıktan sonra ölmüştür. Aslında bu romanda enteresan olan onun çocukluk arkadaşı Feride’dir. O da evlenmiş beş çocuk sahibidir artık. Büyük kızı Canan’ın başının belasıdır Feride. Aslında Feride neşeli, eğlenceli, dağınık ancak ne hikmetse ailesi dışında herkes tarafından sevilen bir kadındır. Canan ve kardeşleri köy kökenli otoriter bir adam olan babalarına çok düşkündürler. Canan’ın annesi Feride ise şehrin iyi muhitinde yetişmiş kızının çok sonra öğrendiği kadarıyla mezuniyet töreninde hayatı kararmış bir kadındır. Canan annesinin yıllardır gizlediği gerçekleri öğrenince ne yapacağını şaşırır. Canan ve annesi arasında psikolojik gerilimler yaşanırken Pervin kızının bir dediğini iki etmeden onu el bebek büyütür. Romanda iki anne ve onların çocuklarıyla olan ilişkileri irdelenmiş ve akıcı bir dille yazılmıştır. Romanın arka kapağındaki mektup ise bu iki arkadaştan birinindir.
Güzel kızım…
Yoruldun annenin başında… Daldın gittin. Sen doğmadan bir ay önce ayrılmıştık babanla… Yaşamanın bir anlamı kalmamıştı sanki… Derken sen geldin dünyama… Doğduğunda ömür boyu süreceğini umduğum bir aşk başlamıştı aramızda. Yaşamak için ne çok sebep vardı artık seninle… Şimdi ise seni yalnız bırakıp gideceğim için nasıl üzgünüm bilsen… Biliyorum daha annelik görevlerimi bitirmedim… Affet anneni kızım...
Çeyizlerini kimler düzüp, kimler evlendirecek seni onları düşünmekteyim. Yuvanı kimler kuracak… Loğusa yatağında yatarken başında kimler bekleyecek. Bebeğini kimler yıkayacak… Özür dilerim kızım… Annelik görevlerimi tamamlamadan gideceğim için özür dilerim… Bu yapamadıklarım için şimdi sana yine nasihat etmekten başka bir şey gelmiyor elimden… Annenin yapması gereken şeyleri de kendin yapacaksın. Bunun için güçlü ol bebeğim. Üstesinden geleceğine inanıyorum. Şimdi son nefesimle... Şimdi can verirken... Canımdan çok sevdiğim yavrucuğum en çok nedir beni üzen biliyor musun?...
Hastalanıp seni üzdüğüm için... Uyuşturucu ile tanışmana sebep olduğum için kendimi affedemiyorum bebeğim... Özür dilerim senden... Affet beni yavrucuğum... Şayet öldükten sonra dudaklarımda tatlı bir tebessüm kıvrımları, yüzümde bir rahatlama görürsen; bil ki o uyuşturucu belasından kurtulacağına olan inancımdandır canım yavrum...
Yazar Gülsüm Öz’ün Anneler Kızları ve Esrar isimli romanı usta çevirmen Mesut Şenol tarafından İngilizceye çevrilmiştir. Press Dionysus yayınları tarafından basılmıştır. İngiltere'nin en büyük kütüphanelerinden Library Oxford Üniversity, the Chambridge Üniversity Library gibi pek çok kütüphanede yer almıştır.
Bu gerçek yaşanmış hikâyeyi siz de okumak isterseniz aşağıdaki linklerden kitaba indirimli fiyatıyla ulaşabilirsiniz.
https://www.waterstones.com/book/mothers-daughters-and-drugs/gulsum-oz/mesut-senol/9781913961404
https://pressdionysus.com/product/mothers-daughters-drugs-gulsum-oz/
https://www.barnesandnoble.com/w/mothers-daughters-drugs-gulsum-oz/1146055816?ean=9781913961404
//amazon.com/
https://tinyurl.com/3azfrw59