Avrupa Ajansı AVA Avrupalı Türklerin Sesi

Erdoğan, Miçotakis ile görüşme yapma noktasında bir sıkıntımız yok. Ne görüşeceğiz, aslolan budur

KKTC

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Biz Oruç Reis'i eğer bakım için şöyle bir limana çektiysek, bunun da bir anlamı vardır. Niye çektik? Bu, anlamlı bir yaklaşımdır. Yani diplomasiye bir fırsat tanıyalım, diplomaside bir olumlu yaklaşım ortaya koyalım

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yunanistan bizim bu yaklaşımımızı o da olumlu istikamette karşılasın ve buna göre de bir adım atalım. Bunun için yaptık ama bu Oruç Reis'in şu anda tamir, bakım için artık tamamen bizim sismik araştırmalarımızın durması anlamında demek değildir. Tamir, bakım süreci bittikten sonra Oruç Reis tekrar görevinin başına dönecektir ve oradaki çalışmalarına aynen devam edecektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Deniz yetki alanlarının belirlenmesiyle ilgili Yunanistan ile müzakereler konusunda bir takvim belirlendi mi? Yunanistan Başbakanı ile bir görüşmeniz söz konusu olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine, birçok devlet başkanı veya başbakanın, bu konuda yaptıkları görüşmelerde aracı konumuna girdiklerini belirtti.
Erdoğan, "Başta Şansölye Merkel dönem başkanı olarak, gerek komisyon başkanı olarak Charles Michel, nitekim kendisiyle görüşmemiz olmuştu. İspanya Başbakanı Sayın Sanchez, gerek İtalya Başbakanı Conte, hepsiyle görüşmeler yaptık, yapıyoruz. Bu görüşmelerde tabii deniz yetki alanlarından öte başka bir yaklaşım var. O da nedir? 'Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile bir görüşme süreci olabilir mi?' Biz de kendilerine diyoruz ki; bizim Miçotakis ile görüşme yapma noktasında bir sıkıntımız yok. Ne görüşeceğiz, hangi çerçevede görüşeceğiz aslolan budur. Eğer Miçotakis Meis'te yaptıklarını eğer bir dayatma olarak yapmaya kalkarlarsa bunun bir anlamı yok." diye konuştu.


Oruç Reis'in şu anda bakım için bir limana çekildiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:


"Biz Oruç Reis'i eğer bakım için şöyle bir limana çektiysek, bunun da bir anlamı vardır. Niye çektik? Bu anlamlı bir yaklaşımdır. Yani diplomasiye bir fırsat tanıyalım, diplomaside bir olumlu yaklaşım ortaya koyalım, Yunanistan bizim bu yaklaşımımızı o da olumlu istikamette karşılasın ve buna göre de bir adım atalım. Bunun için yaptık ama bu demek değil ki Oruç Reis'in şu anda tamir, bakım için artık tamamen bizim sismik araştırmalarımızın durması anlamında değildir. Tamir, bakım süreci bittikten sonra Oruç Reis tekrar görevinin başına dönecektir ve oradaki çalışmalarına aynen devam edecektir. Kendilerine şunu da söyledik; biz her zaman iyi niyet olduktan sonra görüşmeye hazırız, görüşürüz, ister üçüncü bir ülkede görüşme yaparız, ister video konferansta yaparız ama görüşürüz. Bizim bu konuda herhangi kaçma, kaçamak yapma böyle bir şey yok ama kalkıp da yani Yunanistan Cumhurbaşkanının hani adaya gelip, adeta neyin gövde gösterisini yapıyorsa, bu tür gövde gösterileri yapacaksa biz çok daha büyüğünü yaparız."

Tatar: “Federal çözüm denilerek maceraya sürüklenmek istemiyoruz.”


Başbakan Ersin Tatar, “Federal çözüm denilerek maceraya sürüklenmek istemiyoruz. Böylesi dönemde, bu halkı bu risklere kimse sokamaz” dedi.
Başbakan Tatar, TGRT’de çıktığı bir programda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından görüşme sürecini başlatma niyetini dile getirmesiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken, “Crans Montana’da fırsat kaçtı, kimin ne dediği çok önemli değil. Önemli olan ulusal çıkarlarımızdır ve halkımızın beklentisidir. Rumların siyasi eşitlik temelinde anlaşma istemediğini halkımız gayet iyi biliyor” dedi.
Egemen eşitlik temelinde, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünde bir anlaşma mücadelesi vermek gerektiğini belirten Tatar, “Federal çözüm denilerek maceraya sürüklenmek istemiyoruz. Böylesi dönemde, bu halkı bu risklere kimse sokamaz” diye konuştu. 
Tatar, “Biz Türkiye’nin terörle mücadelesinin, bölgesel güç olma yolundaki diplomatik ve stratejik adımlarının yanındayız. Türkiye ile beraber bu yolu yürümekten dolayı gurur duyarız” dedi.

Özersay: “Michel’in Rum tarafına “yalnız sözle değil eylemle destek sözü” vermesini endişeyle karşılıyoruz”



Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in Doğu Akdeniz’deki gerilimin de ele alınacağı “AB Konseyi Zirvesi” öncesinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile görüşmesinin ardından yaptığı basın açıklamasında, Rum tarafına “yalnız sözle değil eylemle destek sözü” vermesini endişeyle karşıladıklarını bildirdi.
Bakan Özersay, yazılı açıklamasında, AB yetkililerinin Doğu Akdeniz’de istikrarın sağlanmasına katkı sağlamak yerine gerginlik ve güvensizlik artırıcı provokatif tavırların yanında olup bunlara destek veren açıklamalar yapmaktan kaçınmasının bölgesel istikrar açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.
“Michel’in açıklamasında bu türden ifadeler kullanması Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni adada ve bölgede yeni bir güç dengesi kurabilecekleri hayali ile tansiyonu daha da artırabilecekleri yönünde cesaretlendirmekten ve Doğu Akdeniz’in istikrarsız bir hale gelmesine katkı koymaktan öte bir durum yaratmayacaktır” diyen Özersay, AB yetkililerinin Kıbrıslı Türklerin adadaki varlığını ve haklarını hiçe sayan bu gibi açıklamalarının, Kıbrıs Rum tarafına siyasi olarak istismar edebileceği malzeme sağlamaktan ve gerginliği körüklemekten öte bir amaca hizmet etmediğini kaydetti.
Özersay, Michel’in, yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz konusunun yalnız Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ı ilgilendiren bir konu olmadığını, bunun “AB’nin hakları meselesi” olduğunu kaydetmesinin Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de var olan haklarını hiçe sayması anlamına geldiğini ve asla kabul edilmez olduğunu da ifade etti.


Özersay açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“AB yetkililerini bu konuda mantıklı ve gerçeklik içeren tutum takınmaya davet ediyoruz. Adanın tek sahibi Kıbrıs Rum tarafı olmadığı gibi, adanın tümünü ilgilendiren konularda Kıbrıs Türk tarafının rızası aranmaksızın atılan her adım sadece ve sadece Güney Kıbrıs’ı bağlar ve Kıbrıs Türk tarafı için geçerliliği bulunmamaktadır.
Kıbrıs Türk tarafı Türkiye ile birlikte Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarını sonuna kadar korumaya kararlıdır.
24-25 Eylül 2020 tarihlerinde gerçekleştirilecek özel AB Konseyi Zirvesi’nin Doğu Akdeniz’de gerginlik yaratacak kararlar üreten bir platforma dönüştürülmemesi en büyük beklentimizdir. Bölgedeki aktörlerden birisi olarak Kıbrıs Türk tarafı Doğu Akdeniz’de istikrarın sağlanması, eşit hak ve çıkarlarımızın korunması ve uyuşmazlıkların çözümü için diyalog ve işbirliği yapmaya her zaman hazırdır.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.