Öne Çıkanlar Oscar ödül törenind Hatice Sivasspor Nitelikli Çalışan vizesindeki Yeni Boğaziçi Trabzonspor UK Cellist Jamal Aliyev ve piyanist Ece Dağıstandan Libertango teklisi Ece Dağıstan Tamer Levent Sunaka soruşturma Aerro

Bu haber kez okundu.

İngiliz Milletvekilinden Türkiye'de İnsan Hakları ve Özgürlüğe Dikkat

Avrupa Ajansı (AVA) Ayşad Güdekli/Londra-Joan Ryan. Bir önceki dönem İç İşleri Bakanı, İşçi Partisi Enfield bölgesi milletvekili ve İngiltere Kıbrıs özel temsilcisi. Şu anda bir önceki mesleği olan öğretmenliğe dönmüş durumda. Ama aynı zamanda politik çalışmalarına devam ediyor. Joan Ryan ile Londra'da özel görüştüm


Bizim Joan Ryan

 Evet. Joan Ryan’ı bir çok vatandaşımız çok iyi tanır. Sizlere onun hakkında uzun uzun bahsetmeyeceğim. Ryan her zamanki mütevaziliği ile karşıladı. Sıcak ve içten bir gülümse belirdi yüzünde. Türk toplumuna yakınlığı ile bilinen Ryan ile yaklaşık iki saati bulan bir sohbet gerçekleştirdik. Seçimler öncesi ilk tercih ettiği medya kuruluşu olduğumuz için bende de mutluluk ve gurur iç içeydi. Haliyle böylesine güzel bir ortamda iki saatin nasıl geçtiğini anlamadım. Aurası çok yüksek olan Ryan, etrafına pozitif enerji veren bir insan. Her şeyin ötesinde o bir insan ve bir anne. Politikada olmasının sebebi aslında çok net: Hizmet. Onun için öğretmenlikle politika aynı yola çıkıyor.  Doğru eşleşmenin böyle olması gerektiğini savunuyor. Politika onun için insanlara hizmet etme aracı.

Konuşmasının aralarında yatan esas öz gerçek buydu. Kısa bir sohbetin ardından röportajımıza geçtik ve ilk olarak; 13 yıllık  parlamento sürecinin ardından geçen bu uzun zamanda o günden bugüne neler değiştiğini sordum.

Ryan: O zamandan bu yana elbette birçok değişiklik oldu hem politikada hem de hayatta. Değişiklikler bazen sorun oldu bazen çözüm. Biz İşçi Partisi olarak iktidara geldiğimiz 1997’de ülkenin önemli ciddi sorunları vardı. O zaman iktidara insanların sesini dinleyip talepleri aklımıza kazıyarak geldik. O seslerin söylediği ortak problemlerimiz aslında hepimizin problemiydi. Benim de onun da diğerinin de hepimizin. Verilmiş bir söz vardı ve bir sorumluluk aldık. Sadece Londra’da değil ülkenin birçok yerinde aynı sorunlar yaşanıyordu. Bunların başında eşitsizlik, işsizlik, sağlık hizmetleri ve tabi ki eğitim. İşsizlik yaşının genç kuşakta yoğunluk göstermesi yanında başka sorunları da doğurmuştu. Gençlerin eğitimden uzaklaşması, hırsızlık v.b. kriminal olaylarının artması, çetelerin çoğalması gibi. İşte biz bu noktalarda ortak sesin götürdüğü yerden başladık. Bu noktalardan işe koyulduk. Ve bu 13 yıllık iktidarda ciddi oranda bu sorunların üstesinden gelmeyi başardık. İşçi Partisi bu sorunlar için bu alanlara ciddi bir harcama yaptı. Asla ötelemedi. Ertelemedi. Taviz vermedi. Fakat bu günlerde görüyoruz ki iktidar partisi için bunlar olmazsa olmazlar değil. Daha geri plana atılmış. 

Önceki genel seçimlerde kaybettiniz. Şu anda ne gibi motivasyonlara sahipsiniz tekrar parlamentoda olabilmek için?

Ryan:Tabi ki bir çok ders çıkardık. İşçi partisi olarak bizim sahip olduğumuz değerler var. Ve asla vazgeçilemez değerler. Bu değerler hayatın her döneminde, tarihin her aşamasında vardır. Hayatımda benim için önemli unsurlar var. Bunların başında da kamuya hizmet yer alıyor. Görüyoruz ki şu anda özellikle bölgemiz olan Enfield’de sorunlar tekrar baş göstermeye başladı. İşsizlik gün ve gün artma eğilimine girmiş durumda. Sağlık hizmetlerinde tekrar eski yaşanan sorunlar yaşanmaya başlıyor. Hemşire sayısında gerileme var. Toplumsal olayların artış göstermesi çok acı. Fakat bunun için gereken önlemler ne yazık ki alınmıyor. Polis ofisleri yetersiz. Son gelişmelerden bir üzücü örnek vermek gerekirse iktidar partisi seçimler öncesi Enfield’deki hastanenin kapanmayacağını vadettiği halde kapatılma riskiyle karşı karşıya. İşte bu durum İşçi Partisinin sözünü ettiğimiz değerlerine tamamen aykırı. Sağlık hizmeti gerileyemez. Geriletilemez. Bu asla kabul edilecek bir şey değil. Seçmenlerin bu yüzden iktidar partisine de güveni sarsılmıştır.

Size göre Enfield’de karşılaşılan en büyük zorluklar (mesela barınma gibi) nelerdir?

Ryan:Şu anda görmekteyiz ki Enfield’da bir gıda yardım merkezi kurulmak zorunda kaldı. Halka hizmet açısından güzel bir şey elbette. Fakat  bir de duruma diğer taraftan bakalım. Buna ihtiyaç duyuldu ki böyle bir yer açıldı. Son birkaç yılda insanların alım gücünde ciddi bir düşüş var. Halkın edinmek zorunda olduğu temel ihtiyaçlar cep yakıyor. İnsanlar çok fazla çalışıyor fakat karşılığını alamıyor. Temel ihtiyaçların başında, malum Londra’da yaşıyoruz ısınma gelir. Isınmanın maliyeti son birkaç yılda akıl almaz bir şekilde yükseldi. İnsanlar bu ihtiyacından vazgeçemez. Isınmak zorundalar. Sonuç olarak Enfield’de hayat pahalılaştı. Enfield Londra’nın aynası. Ne yazık ki bir gerileme var. Biz 97’de iktidara geldiğimizde bu tip sorunlar bir dağ gibiydi. Bu uzun iktidar sürecinde bu meseleleri minimuma indirdik. Ama acıdır ki sorunlar ve dertler geri gelmeye başladı. Bağış yerleri oluşturulduğunu görmekteyiz. Bu, refah seviyesi hakkında bir detay vermektedir. Sonuç olarak yaşama maliyetlerimiz arttı diyebilirim.

Şu andaki Parlamento üyesi NickDebois hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ryan:Biraz önce bir örnek vermiştim. Hastane hakkında. Debois ne yazıktır ki sözünde durmuyor. Hastanemiz kapanmayla karşı karşıya. Enfield’liler kandırıldıklarını düşünüyor. Tahmin ediyorum ki insanların tekrar güvenmesi Debois’e çok zor. Bizim en hakiki değerlerimiz iktidar partisi için hafife alınıyor ve önemsenmiyor. Paranın kamu hizmetine harcanmasından yana değiller…

Türk toplumu sizin için ne anlama geliyor? Türk toplumunun Londra/Enfield’e ne gibi katkı sağladığını düşünüyorsunuz?

Ryan:Bu bölgede en hızlı büyüyen ve gelişen bir toplum Türk toplumu. Bir çok yerde iki kültür arasında kalınmasıyla ilgili yaşanan sorunları duydum. Ama bence bu avantaja çevrilmeli. Bu, birey için bir zenginlik. Her iki toplumu, kültürü tanıması her iki dili kullanması ve tecrübeler birer avantaj. Türk toplumunun en güzel özelliklerinden biri de ekonomik açıdan bakacak olursak kendi iş yerlerini kurmaları. Bu da ekonomiye önemli bir katkı sağlıyor. Çok önemli Türk firmaları var ve her geçen gün sayıları artarak büyümeye devam ediyor. Londra’da ve Enfileld bölgesinde de hafta sonu okulları açıldığını görmekteyim. Türk aileler çocuklarını hafta sonları Türk okullarına gönderiyor. Eğitim Türk toplumunda çok önemseniyor. Bir öğretmen olarak da bundan dolayı mutluluk duyuyorum. Türk toplumu her yerde. Politikada da yer alıyorlar. Türk toplumu çalışkan ve girişimci. Aile kurumuna önem veriliyor. Bu durum aynı zamanda İngiliz sosyal hayatına da katkı sağlıyor. 

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusundaki fikirleriniz nelerdir?

Ryan:Türkiye önemli ve geçmişi olan bir ülke.  Uzun bir tarihe sahip. Her geçen gün güçlenen ve büyüyen bir ekonomisi var. İşçi Partisi olarak her dönemimizde her üyemiz Türkiye’nin AB için önemli olduğunu vurguluyor ve bu bilince sahip. Her zaman Türkiye’nin üyeliği konusunda koşulsuz destek olduk. Türkiye bunu hak eden bir ülke. Günümüz Avrupa Birliğinin böylesine önemli bir ülkeye her açıdan ihtiyacı var. Büyük ülke Türkiye, doğu ve batıyı birleştirici bütünleştirici bir role sahip olabilir üyeliği ile birlikte. Türkiye, orta doğunun lider ülkesi olma yolunda. Her zaman ve her platformda Türkiye’nin AB üyeliğine desteğimiz devam edecektir.

Son günlerde Türkiye’de yaşanan politik gelişmeler ve Gezi olayları hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Ryan:Türkiye önemli bir politik süreçten geçiyor. Bu tamamen bir kabuk değişimi aslında. Anlayış ve olgunluk bağlamında. İnsanlar demokratik haklarını kullanarak bir protesto sergilediler. Olayların başladığı ilk günlerde iktidarın konuya ilişkin söylemlerini açıkçası biraz sert buldum. Ardından Cumhurbaşkanın adım atarak “mesaj alınmıştır” ifadesini kullanması çok önemliydi. Şu algı yanılgısından uzak durmak gerekir. Demokrasi sadece seçimden seçime var olan bir unsur değil. Seçimler arası en çok kendini gösteren ve yaşayan bir unsur. İktidar olduktan sonra ülkede yaşayan herkes için iktidar olmuş olursunuz. Herkesi dinlemeli ve eşit yaklaşmalısınız. Gezi olaylarının da iyi okunması gerekir iktidar tarafından. Bu olayların görünen taraflarından biri olan polisin sert tutumu dikkatlerden kaçmadı. Fakat bir de konuya biraz derinlemesine bakacak olursak bu olayın aynısı Türkiye’de 20-30 yıl önce olsaydı çok daha vahim ve acı sonuçlar ortaya çıkardı. İktidarlar halk için vardır ve her zaman halka kulak vermeli seslerini duymalıdır.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.