Öne Çıkanlar londra 24 haziran seçimleri Anadoludan Mistik Sesler Feryal Clark ingiltere Türkiye İşçi Partisi Britanya Örgütü İngiltere parlamentosunda ATRESMEDIA İngiltere restoran İngiltere İçişleri Bakanlığı Barış Pınarı Harekatı

Bu haber kez okundu.

Türk Gizemi Göbekli Tepe tapınakları

AVRUPA AJANSI (AVA) Çiğdem Göçebe /Londra-Şanlıurfa'da bulunan, M.O. 9000 yıllarına ait Göbekli Tepe tapınakları, Dünya'daki en eski toplu yaşam kalıntılarını ortaya çıkardı. Bilinen en eski tapınaklar ve dinsel ritüellerin yürütüldüğü  ilk uygarlık merkezi olan "Göbeklitepe" toplu yaşamın ilk kuruluşunu Mezopotamya'dan alarak Anadolu toprağına taşıdı. 

Türk Gizemi

 Dünya'nın en ünlü arkeoloji dergisi Minerva'nın  Ocak-Subat 2013 sayısının  kapak konusu olan “Türk Gizemi” baslıklı  yazıda ,19 yıl süren kazı çalışmalarını yöneten , Alman profesor Klaus Schmidt ve  Profesor Trevor Watkins, "Esrarlı" olarak adlandordıkları Dünya'nın ilk medeniyetnin sırlarını aktardılar. Göbeklitepe'de kurulduğu kanıtlanan Dünya'nın ilk medeniyetine ait bulgular , tapınak yakınlarında restorasyon halinde olan Şanlıurfa Müzesi'nde 2013 yılında sergilenmeye başlıyor. Büyük anıtsal eserler tapınakların içinde sergilenmeye devam edilirken, tapınakların uzerine koruma amaçlı insa edilecek olan Çatının, devam eden arkeolojik çalışmalara ve Dünya'nın her yerinden gelen ziyaretçilere bir müze atmosferi yaratacağı belirtiliyor. 

İnsan yapımı bir tepe

Göbekli Tepe düz bir platoda, doğal kaya zemin üzerine 330 metre çapındaki bir alana toprak yerleştirilerek kurulmuş.  Tapınaklar toprağın içine doğru inşa edilmiş.. Tapinakların içine girildiğinde kaya zemin farkedilebilir. Dünya'nın en eski ve en büyük tapınak merkezi olan Göbekli Tepe, insanlığın bilimsel verilere göre henüz avcı-toplayıcı çağında yaşadığı yıllarda yaşayan ve Kuzey Suriye'ye de yayılan "gizemli" bir topluma ait. Göbeklitepe'yi ortaya çıkaran bilim adamları tapınakların bulunduğu bölgenin yaratıcı toplumun yaşadığı köyler olmadığını, halkın Göbeklitepe yakınında başka bir yerde yaşayarak, sadece dinsel tapınma ve ritüeller için Göbeklitepe'yi inşa ettiklerini kaydediyorlar.   

Her bir tapınak yaklaşık 20 metre çapında ve anıtların uzunluğu 5 metreye kadar çikabiliyor. Bu yapıların tarımın henüz gelismediği, yerleşik hayata geçilmediği bir dönemde "şok edici" bir görkemde inşa edildiği vurgulanıyor. Göbekli Tepe'nin yerleşim yeri olmadığı geçen zaman süresince  tekrar tekrar inşa edilmediğinden anlaşılıyor. Tapınağa yakın Fırat nehri boyunca bu medeniyete ait yerleşim yerlerinin olduğu ve buralarda yasayan insanlarin tarımın ilk temellerini attıkları, hayvanlari henüz evcilleştiremedikleri Göbekli Tepe kazılarına ait kesin bulgular arasında yer alıyor. MÖ 9000 yıllarında bile insanlığın avcı-toplayıcı dönemde yaşadığını ileri süren Arkeoloji biliminde devrim yaratan yeni bulgular, Şanlıurfa-Kuzey Suriye bölgesinde daha 11000 yıl önce  çok ileri bir medeniyetin varlığına işaret ediyor.

Göbeklitepe'nin Gizemleri

Göbeklitepe'deki Tapınakları çevreleyen çemberin kalınlığı ve  çevresindeki koridorun niteliği henüz bilinmiyor. Tapınağın üzerine sonradan toprak örtülmesi ve bu toprağin tapinagin ana yapısı ile doğal sureçte kaynamaması da bilim adamları için ayrı bir soru işareti oluşturdu.Göbeklitepe'yi yaratan toplumun bir süre sonra,tapınağı  saklamaya çalıştıklarını ileri süren bilim çevreleri için , tapınağı saklamaya neden olan olaylar ise hala  gizemini koruyor. Bunun gibi nice gizemlerin cevaplarini ileriki yillarda ortaya cikmasi bekleniyor.

Anıt figürleri

Mezopotamya ve Misirda anit figurleri, mimari yapilar ve medeniyet MO 5000 yillarinda basladigi tahmin ediliyor. Ancak Gobekli Tepe'deki tapınağa ait medeniyette tüm bunlar 11000 yıl önce gercekleşmeye başlıyor.

Anıtlarda o devre ait mevcut bulunan hayvan figurlerinin yanı sıra şaşırtıcı derecede basit ve karmasik olanlar, yüzü olmayan insan figurleri de yer aliyor. Minerva Dergisi tarafından yürütülen arkeolojik araştırmada anıt yapılarda çok fazla yılan resmi bulunmasından Şanlıurfa-Kuzey Suriye çevresinde yaşayan bu halkın dinsel inanış ve ritüellerinde "yılan" ın önemli bir yeri olduğu ileri sürüldü. Göbeklitepe'deki  en büyük anıtın kaidesinde bulunan Kuş kabartmaları ise aynı dergide ileri sürüldüğüne göre "dinazor benzeri" figürler oluşturuyor. Kabartmalar arasında bazı hayvan figürlerinin nitelikleri ve hangi zamanda yaşadıkları da henüz tam olarak açıklanamadı. 

Sadece 4 değil, 20 tapınak var

Göbeklitepe kazılarının yapıldığı alanda, yer altını görebilen radarlar sayesinde en az 20 tapınağın  oldugu ve bir çoğunun  şu anda kazısı bitmiş 4 tapınaktan daha büyük oldukları saptandi. Arastirmalar, bu tapınakların 11000 yıl önce inşa edildiğini ve yüzyıllar  boyunca kullanıldığını  gösteriyor. 2013 yılında yağımı tamalanacak olan ŞanlıUrfa müzesinde tüm insanlığa sunuşacak olan Göbeklitepe bulguları şimdiden arkeoloji biliminde ortaya çıkarılacak  çok fazla gerçek olduğunu ortaya koydu. Bugüne kadar Mezepotamya ve Mısır olarak tanımlanan "ilk medeniyet ve toplu yaşam kuramı" Göbeklitepe ile artık tarihe karışırken, Anadolu en büyük aday olarak Arkeoloji ve bilim Dünyası'nın gündemine yerleşti. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.